Etkili Öğretmenlik — İnceleme ve Alıntılar

Muhammet Yılmaz - Etkili Öğretmenlik — İnceleme ve Alıntılar 17

Samet Onur
10 min readMay 30, 2021

İnceleme

Etkili Öğretmenlik İçin Gereken Bazı Adımlara Doğru

Emekli bir Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni olan Muhammet Yılmaz’ı sosyal medyadan takip etmekte ve çoğu süreçte makul ve geniş ufuklu yorumlar yaptığına şahit olmaktayım.

Kendisinin okuduğum ilk kitabı olan “Etkili Öğretmenlik”, 5 bölüm halinde öğretmenlerin şahsiyetlerini, derslerini ve öğrencilerini daha iyi bir eğitim — öğretim sürecinden nasıl geçirebileceklerine dair tecrübe ile harmanlanmış bir el kitabı olarak geldi bana.

İnsan ve Eğitim, Etkili Öğretmenlik, Öğrencilerle İletişim, Etkili Sınıf Yönetimi, Öğretim İlke ve Yöntemleri alt başlıkları kitabın ana bölümlerini oluşturmakta.

Bu kitabın güzel yanlarından birisi olarak yazarın birçok konuda kendi tecrübesini paylaşması bahsedilebilir.

Kitabın beni etkileyen bazı konularına gelecek olursam, şunları diyebilirim :

  1. Okullar bulundukları çevreden tecrit edilmiş, bir nevi mekandan azade kılınmıştır. Bunun değiştirilmesi, okulun bulunduğu mahalle, köy vb. ile aktif bir şekilde etkileşime girmesi gerekmektedir.
  2. Öğretmen anlatacağı konunun reklamını yapmalı ki, öğrencide ilgi uyandırmayı ve dersi dinlemeyi başarmalıdır.
  3. Sınavlar, sözlüler bir tehdit aracı olmaktan çıkarılmalı. Sadece bilgiyi ölçen sınavlarla birlikte ek olarak proje ödevleri ile öğrencinin bütün gayret ve çabası da sürece dahil edilmelidir.
  4. Öğrencilerin disiplin sorunları akademik başarıya karıştırılması gerekir.
  5. Öğrencilere geçiştirmevari cevaplar yerine net cevaplar verilmelidir. Örnek olarak sınavları açıklama tarihi öğrencilere açık bir şekilde söylenmelidir.
  6. Öğrencilerin zihinlerine giden yol gönüllerinden geçer.
  7. Öğretmenlerin yaptığı önemli hatalardan birisi öğrencileri yetişkin birey gibi görmek ve onlardan bu algılarına göre beklenti içinde olmalarıdır.
  8. Velilerle iletişim çoğu zaman soğuk olmakta ve sadece öğrencinin olumsuz yönlerine odaklanılmaktadır. Veliler de eğitimin önemli bir parçasını oluşmaktadır. Buna göre onlarla iletişimde onlara sıcak davranmalı, onlara sadece olumsuz sözler söyleyerek onları kendi hallerine bırakmamalı. Öğretmenler, velilere de yol gösterici olmaları gerekir.
  9. Veli toplantıları, onları küçük düşürme, öğrenciyi dışlama şeklinde olmamalı, bu sürece öğrenci de dahil edilmelidir.
  10. Öğretmen ve öğrenci arasındaki iletişimin kalitesi, okuldaki akademik başarıyı etkileyen en önemli etkenlerden birisidir.
  11. Öğretmen, öğrencilerini birey olarak görmeli, onların hakları olduğunu, onların insan olduğunu unutmamalıdır. Onların izni olmadan çantalarını karıştırmak, kendi aralarındaki mektuplaşmaları okumak onların özeline girmek demektir. Denetim adı altında öğrencilerin özeline izinsiz bakılması onların şahsiyetlerini yok saymak demektir. (Bu madde benim düşüncemdir.)
  12. Öğretmenler öğrencilerini küçük düşürücü, aşağılayıcı bir dil kullanmaktan sakınmalıdır. Karşısında insan olduğunu hiçbir zaman unutmamalıdır.
  13. Öğretmen, öğrencilerini etkin bir şekilde dinlemelidir.
  14. Değişen öğrenci profiline göre öğretmen, kendisini ve ders anlatımını güncellemelidir.
  15. Herhangi bir disiplin sorununun arkasında birçok farklı sebep olabilir. Öğretmen, hemen yargılamamalı, öğrenciyi bu duruma iten asıl sebebi bulmaya çalışmalıdır.
  16. Kurallar önemlidir, ancak öğretmen için kurallardan daha değerli olması gereken şey öğrenciler olmalıdır.
  17. Öğretmen, ne kadar az davranışı problemli olarak algılarsa sınıf yönetiminde o kadar başarılı olur.
  18. Öğrenciye verilen ödevler, onun gelişimini etkiler nitelikte olmalı, angarya olarak öğrenciye yük olacak ödevler vermekten kaçınılmalıdır.
  19. Verilen ödevlerin değerlendirmesi ve geri dönütü elden geldiğince yapılmalı, imkan varsa sınıfta sunulmalıdır.
  20. Sınıfta zaman kaybını engellemek için mesela yoklama öncesi sınıf boş bırakılmamalı, onlara kavram veya soru sorulmalıdır. Yine zaman kaybını engellemek için tahtaya yazılan şeyler bir anda, toptan değil, ders sürecine yayılarak yazılmalıdır. Ayrıca öğüt vermede aşırıya da gitmemelidir.
  21. İstenmeyen davranışlara karşı en iyi çözüm diye bir şey yoktur. En uygun çözüm vardır. Yani her davranış kendi şahsına münhasırdır ve o, kendi durumuna göre uygun bir metotla çözülmelidir.
  22. Gerektiğinde ceza verilmeli, ama bu can yakıcı olması yerine öğrenciye bir şey kazandırmalıdır.
  23. Asla unutmamalı, ceza davranışı durdurur, değişmesini sağlamaz.
  24. Öğretmen, dersi daha etkin ve anlaşılır kılmak istiyorsa tek bir öğretim yöntemi yerine farklı yöntemleri içeren bir ders süreci ortaya koymalıdır.
  25. Sınıfta sorulan sorularda hemen cevap verilmesine izin verilmemeli veya verilse bile hemen onaylamamalı, diğer öğrencilerin düşünmesine fırsat verilmelidir.

Kısaca bu kitaptan önemli olarak gördüğüm bazı konular bu şekilde.

Öğretmenlik, bir uzmanlık işidir. Bu yola çıktıktan sonra olmak yoktur, devamlı kendini geliştirmek vardır.

İncelemesini yapmaya çalıştığım “Etkili Öğretmenlik” kitabının öğretmenlik yoluna çıkanların ve bu yolda olanların uzmanlığına katkı sunacağını düşünüyorum. Okunmasını salık veriyorum.

Alıntılar

Öğrenciyi Değerlendirme Kriterleri

Öğretmenler sonucu değil süreci değerlendirmelidirler.

Yani öğrencinin dönem veya yıl boyunca dersle ilgili ve yönetmelikleri uygun ölçebilecekleri her şeyi değerlendirmeleri gerekir.

Bütün notları dönem sonu geldiğinde daha çok yazılı sınavlara bakarak veren öğretmenler adaletli değerlendirme yapamazlar.

Sayfa 74

Öğrenciye Güç Gösterisinde Bulunmak

Öğretmenler bazı konularda öğrencilerine karşı güçlü konumdadırlar: bedensel güçlülük yani bilek gücü, kanun ve yönetmeliklerin verdiği güç not verme gücü…

Aslında bunların hepsi öğretmenin güç ile imtihanıdır.

Bedensel gücünü öğrenciye karşı kullanmak ilkel bir davranıştır. Onu değerlendirmeye bile gerek yoktur.

Kanun ve yönetmeliklerden ya da not vermekten öğretmenin kendine güç çıkarmaya da hakkı yoktur. Bunlar zaten görevlerini yapmak ve öğrencilerin başarılarını ölçmek için kendilerine verilmiş olan yetkiler veya uyulması gereken kurallardır.

Güç öğretmenin başını döndürür ve hata yapmasına sebep olabilir Demokrat öğretmenler eleştiriye açıktırlar. Öğretmen eleştiriye kapalı ise hatasını tekrarlayıp durur ve öğrencilerine eziyet etmeye devam eder. Eğer öğretmen eleştiriye açıksa öğrencilerinden gelen görüş ve düşüncelerle hatasını düzeltir ve yanlış davranışlara düşmekten kendini korumuş olur. Çünkü eleştiriler frenleyici etki yapar ve böylece öğretmenlerin daha büyük hata yapmalarına da engel olur.

İnsanlarla iletişim kurmanın ve bu iletişimi sağlıklı ve sürekli tutabilmenin şartlarından biri de eleştiriye açık olmaktır. Eleştiriye açık olmak iletişim kanallarının da açık olmasını ve böylece karşı tarafı doğru anlama ve empati kurma gibi iletişim için ihtiyaç duyulan algı ve duyguların akışını ve işlerliğini sağlar.

Sayfa 94

Kurbağa Yarışı — Hedefe Kilitlenmek

Kurbağa Yarışı

Günlerden bir gün kurbağalar yarış yapmaya karar vermişler. Hedef, çok yüksek bir kulenin tepesine çıkmakmış. Bir sürü kurbağa da arkadaşlarını seyretmek için toplanmış. Ve yarış başlamış. Seyirciler, yarışmacılardan hiç birinin kulenin tepesine çıkabileceğine inanmıyormuş. Sadece şu sesler duyulabiliyormuş: “Zavallılar! Hiçbir zaman başaramayacaklar!”

Yarışmaya başlayan kurbağaların ümitleri kırılmış ve teker teker yarışı bırakmaya başlamışlar. İçlerinden sadece bir tanesi inatla ve yılmadan kuleye tırmanmaya çalışıyormuş. Kuleye tırmanmaya devam eden son kurbağa, büyük bir gayret ile mücadele ederek kulenin tepesine çıkmayı başarmış.

Diğerleri hayret içinde bu işi nasıl başardığını öğrenmek istemişler. Bir kurbağa, ona yaklaşmış ve sormuş, “Bu işi nasıl başardın?” diye. O anda farkına varmışlar ki, kuleye çıkan kurbağa sağırmış!

Sayfa 99–100

Öğret Ona!

Öğrenmesi gerekli biliyorum; tüm insanların dürüst ve adil olmadığını, fakat şunu da öğret ona: “Her alçağa karşı bir kahraman, her bencil politikacıya kendini adamış bir lider vardır.”

Her düşmana karşı bir dost olduğunu da öğret ona.

Zaman alacak biliyorum, fakat eğer öğretebilirsen, kazanılan bir doların, bulunan beş dolardan daha değerli olduğunu öğret.

Kaybetmeyi öğrenmesini öğret ona ve kazanmaktan neşe duymayı.

Kıskançlıktan uzaklara yönelt onu.

Eğer yapabilirsen, sessiz kahkahaların gizemini öğret ona. Bırak erken öğrensin, zorbaların görünüşte galip olduklarını…

Eğer yapabilirsen; ona kitapların mucizelerini öğret. Fakat ona; gökyüzündeki kuşların, güneşin yüzü önündeki arıların ve yemyeşil yamaçtaki çiçeklerin ebedi gizemini düşünebileceği zamanlar da tanı…

Okulda hata yapmanın, hile yapmaktan çok daha onurlu olduğunu öğret ona.

Ona kendi fikirlerine inanmasını öğret, herkes ona yanlış olduğunu söylediğinde dahi…

Nazik insanlara karşı nazik, sert insanlara karşı sert olmasını öğret ona.

Herkes birbirine takılmış bir yönde giderken, kitleleri izlemeyecek gücü vermeye çalış oğluma.

Tüm insanları dinlemesini öğret ona, fakat tüm dinlediklerini gerçeğin eleğinden geçirmesini ve sadece iyi olanları almasını “da öğret.

Eğer yapabilirsen üzüldüğünde bile nasıl gülümseyebileceğini öğret ona. Gözyaşlarında hiçbir utanç olmadığını öğret.

Herkesin sadece kendi iyiliği için çalıştığına inananlara dudak bükmesini öğret ona ve aşırı ilgiye dikkat etmesini…

Ona, kuvvetini ve beynini en yüksek fiyata satmasını fakat hiçbir zaman kalbine ve ruhuna fiyat etiketi koymamasını öğret.

Uluyan bir insan kalabalığına kulaklarını tıkamasını öğret ona ve eğer kendisinin haklı olduğuna inanıyorsa dimdik dikilip savaşmasını öğret.

Ona nazik davran ama onu kucaklama. Çünkü ancak ateş çeliği saflaştırır. Bırak sabırsız olacak kadar cesarete sahip olsun, bırak cesur olacak kadar sabrı olsun.

Ona her zaman kendisine karşı derin bir inanç taşımasını öğret. Böylece insanlığa karşı da derin bir inanç taşıyacaktır.

Bu, büyük bir taleptir, ne kadarını yapabilirsin bir bakalım…

O ne kadar iyi, küçük bir insan, Oğlum…

Sayfa 104–105

Başarılar Öğretmenim — Muhammet Yılmaz’dan Önemli Tavsiyeler

Başarılar Öğretmenim

Göreve yeni başlayan ve yeni başladığını düşünen öğretmen arkadaşlarıma…

Öncelikle dünyada yapılabilecek en kutsal, en keyifli ve en faydalı mesleği seçtiğiniz için sizi tebrik ederim.

Öğretmenliğe başlama durumunuz nasıl devam edeceğinizi belirleyen en önemli etkendir. Bu sebeple; Öğretmenliğe başladığınızdan itibaren işinizi ve öğrencilerinizi sevmeniz bütün sorunların üstesinden gelebileceğinizin işaretidir.

Öğretmenlik zor bir meslektir; başarılı olabilmek için olağanüstü çaba göstermek ve sabretmek gerekir.

Öğretmenlik fedakârlık isteyen ve mücadele gerektiren bir iştir. Fedakârlık yapmak ve mücadele etmek de başarılması zor şeylerdir. Ancak, heyecanınız varsa fedakârlık ve mücadele etmek için de enerjiniz olacaktır. Çünkü heyecan, öğretmene enerji üreten bir kaynaktır.

Sizin de bildiğiniz gibi farklı öğretmen tipleri vardır. Otoriteyi ve disiplini sağlamak için “sert” bir öğretmen olmanız gerekmez. Sizlere “arkadaş, rehber, yöneten ama sevecen” öğretmen olmanızı öneririm. Korku ve sindirme yöntemlerini uygulayan öğretmenler sadece etkili olduklarını zannederler. Etkili olmak davranışları bastırmak ve kontrol etmekle değil, gönülleri ve zihinleri fethetmekle gerçekleşir.

İletişim her şeydir. Hiçbir şey öğrencilerinizle iletişiminize engel olmamalıdır. Öğrencilerinizle önce iletişim kurunuz ve bu iletişimi hiçbir şeye değişmeyiniz.

Öğrencilerinizin temel insan haklarına sahip olduklarım unutmayınız.

Her öğrenci birbirinden farklıdır ve değerlidir. Bu sebeple öğrencilerinizden tek tip insan olmalarını beklemeyin.

Öğrencilerinizle empati kurunuz, onların sorunlarını duygu, düşünce ve yetenekleri açısından değerlendiriniz.

İyi öğretmenlerin giyimi düzgün ve temizdir.

Konuşması anlaşılır, açık ve net olan öğretmenleri öğrencileri daha iyi anlarlar.

Öğrencileri dersinize ve ders konularına motive etmek için gerekirse “şaklabanlık” dâhil, ayıp ve suç olmayan her şeyi denemenizi tavsiye ederim.

Ders programınızı takip edin ve dışına çıkmamaya gayret edin. Bu hem daha faydalıdır hem de sizin daha planlı olmanıza katkı sağlar.

Artık teknoloji çağında yaşıyoruz; etkili olmak istiyorsanız teknolojiyi kullanın ve bu konuda kendinizi geliştirin.

Sınıfınızı yönetirken işinizi kolaylaştırması için az sayıda kural belirleyin, bu kurallar mutlaka biraz esnek olsun, onları değişmez kanunlar olarak öğrencilere sunmayın.

Derslerde, sınavlarda, ödev ve projelerde değerlendirmelerinizi adaletli yapın. Unutmayın ki değerlendirmeyi adaletli yapamayan öğretmenler güvenilirliklerini de kaybederler.

Öğrencilerinizin her türlü tutum ve davranışları karşısında sakin ve telaşsız olun.

Sinirlilik, gerginlik ve kabalık öğretmenin öğrenci karşısındaki saygınlığını yok eder.

Öğrencileriniz her ne yaparsa yapsın onlara karşı önyargılı olmayın, unutmayın ki bağışlayıcı olmak büyük ve saygın olmanın en önemli şartıdır.

Yorgun ve durgun bir öğretmeniniz olsun istemezsiniz herhalde; o halde coşkulu ve heyecanlı bir ortam oluşturmaya çalışın.

Neşeli, güler yüzlü ve hoşgörülü bir öğretmenin her zaman daha iyi bir öğretmen olduğunu unutmayın. Sınıfa girerken yüzünüzün gülmesi dersin daha verimli olmasına mutlaka önemli bir katkı sağlayacaktır.

Öğrencilerinize geleceği müjdeleyin, dersiniz ve konularınızdan nefret ettirmeyin, sorumluluklarını kolaylaştırın ve zorlaştırmayın.

Öğrencilerinizi güzel öğütlerle iyiye ve doğruya çağırın.

Kötülüğe iyilikle karşılık verin. Kötülüğe iyilikle karşılık vermek düşmanı bile dost yapabilecek bir yoldur.

Sayfa 105–106

Yeni Nesle Uygun Eğitim Tarzı Yapılmalı

Öğretmenler öğrenci niteliklerindeki değişimleri takip edip ona göre tedbirler almalıdır.

Bebekliğinden itibaren televizyon ve bilgisayarın görsel ve hareketli dünyasına alışmış bir öğrenciyi okula geldiğinde sıraya oturtup da “Şimdi sadece beni dinler, demek ne kadar gerçekçidir?

Son yıllarda bu anlamda öğrenci profilleri ve alışkanlıkları değişmiştir.

Öğretmenler de bu değişimi bilmeli ve buna ayak uyduracak şekilde kendilerini geliştirmelidirler.

Sayfa 173–174

Sınıfta Zaman Kaybını Önlemeye Yönelik Tavsiyeler

Sınıfta Zaman Kaybı

Zaman yönetimi sadece derse başlama ile ilgili değildir.

Öğretmen dersin her anında zamanı düşünmeli ve ona göre hareket etmelidir. Sınıfta zaman kaybının öğretmenlerden kaynaklanan sebepleri vardır. Bu konuda öğretmenlerin yaptıkları bazı hatalar ve bu hatalara karşı çözüm önerileri şunlardır:

  1. Öğrencilerin kendisine saygı duymalarını daha çok şekil açısından önemseyen öğretmenler zaman kaybı yaşarlar. Mesela sınıfa girdiğinde her öğrencinin bir asker gibi yerinde ve hazır vaziyette olmasını bekleyen öğretmenler bunu sağlamak için zamana ihtiyaç duyarlar. Oysa sınıf düzeninde çok önemli bir sorun olmadıkça bu konuda çok titiz olmamak ve beklentiyi yüksek tutmamak gerekir. Öğretmenin geldiğini gören öğrenciler biraz kendini toparlar, öğretmen onları selamlar, kendisi derse geçiş yaparken öğrenciler de hazır hale gelebilirler.
  2. Bazı öğretmenler farklı fikirleri olan öğrencilerin bu fikirleriyle kendilerini hedef aldıklarını düşünür ve o öğrencilere açıklama yapmak için zaman kaybederler. Oysa öğretmen öğrencilerine güvenmeli ve onların konuşmalarından illa kendisine yönelik bir eleştiri çıkarmamalıdır.
  3. Ders esnasında konuşmak veya soru sormak isteyen her öğrencinin bir tören disiplini içinde ayağa kalkıp konuşmasını veya soru sormasını beklemek zaman kaybına sebep olur. Eğer öğrencilerin soru sorması, sorulara cevap vermesi veya düşüncelerini ifade etmesi sınıfta bir kargaşaya engel olmuyorsa, herkes birbirini dinliyor ve anlıyorsa öğretmen zamandan kazanmak amacıyla öğrencilerin parmak kaldırma ve ayağa kalkma kuralında esnek davranmalıdır. Hızlı bir şekilde öğrenciler oturdukları yerden sorulara kısa cevaplar verebilmeli ve sorularını sorabilmelidirler.
  4. Öğretmenlerden bazıları yoklamaya ve ders defterini yazıp imzalamaya çok zaman harcarlar. Öğretmen hem yoklama yapmayı hem de defteri yazma ve imzalamayı dersin bir parçası haline getirebilir. Öğretmen, yoklama yaparken ismini okuduğu öğrencinin konu veya dersle ilgili bir kavram veya kelime söylemesini isteyebilir. Örneğin coğrafya öğretmeni öğrencilerden bir ülke ya da şehir adı söylemesini isteyebilir veya defteri yazmaya başlamadan önce öğrencilere bir soru sorarak düşünmelerini ve cevap vermelerini sağlayabilir.
  5. Öğretmenlerden bazılarının derste işleyeceği konuların bir özetini tahtaya yazmak gibi bir uygulamaları vardır. Dersin hemen başında öğretmen bu bilgileri tahtaya yazarken öğrencileri meşgul edecek bir görev vermediyse öğrenciler zamanlarını boşa harcayacaktır. Bunun yerine öğretmenin, bilgileri ders sürecine yayarak tahtaya yazması daha uygundur.
  6. Öğrenciler bazen kasıtlı olarak bazen de gerçekten ihtiyaç duydukları için derste öğretmene soru sorarlar. Bu sorulardan kasıtlı olanlar dersi kaynatmak içindir. Hangisinin kasıtlı hangisinin de gerçek soru olduğunu öğretmen fark etmeli ve dersin kaynatılmasına izin vermemelidir. Bunu fark etmenin iki temel yöntemi vardır. Eğer aynı öğrenciler sürekli aynı taktiği uyguluyorsa öğretmen bu durumun farkında olduğunu bu öğrencilere bildirmeli ve öğrencileri uyarmalıdır. İkincisi de sınıftaki diğer öğrencilerin bu sorulara tepkilerinden öğrencinin samimi olup olmadığının anlaşılmasıdır. Bu konuda öğretmenin dikkatini soru sorana değil, diğer öğrencilerin yüz ifadelerine yöneltmesi bir işe yarayabilir. Eğer sorular kasıtlı değilse öğretmen zamanı da hesaba katarak mümkün olduğu kadar onları cevaplamalıdır.
  7. Öğretmenler öğrencilerin bilgi ve anlama seviyesini bilmelidir. Öğrencilerin bilgi seviyesini bilmek öğretim etkinliklerini planlama ve zaman kaybını önleme açısından faydalıdır. Eğer bir öğretmen öğrencilerin bildiklerini sınıfta tekrarlıyorsa bu gereksiz yere zaman harcamak demektir.
  8. Öğretmenlerin öğrencilerine öğüt vermesi ve örnek alınabilecek hatıralarından bahsetmesi iyi ve faydalı bir davranıştır. Ama bazen öğüt vermeyi abartmak, hatıralarda gereksiz ayrıntıya kaçmak ve özel yaşantılarından bahsetmek faydadan çok zarara yol açabilir. Öğretmen, öğüt vermede ve hatıralarından bahsetmede daha dikkatli olmalı ve uygun zamanları kullanmaya gayret etmelidir.

Sayfa 193–195

Problem Üreten Değil, Problem Çözen Nesil Yetiştirmek

Eğitim sistemimizin en önemli eksiklerinden birisi öğrencilere çok bilgi öğretilmesine rağmen aynı öğrencilerin gerçek hayatta bir sorunla karşılaştıklarında o sorunu aşmak için çözüm üretememeleri sorunudur.

Bu sorunun temelinde okullarda uygun öğretim yöntemlerinin kullanılmamasının da önemli bir rolü vardır.

Problem çözme yöntemine ilköğretim okullarından başlayarak eğitimin her kademesinde yer verilmelidir.

Problem yaratan bir nesil değil problem çözen bir nesil yetiştirmek; anne babalar başta olmak üzere öğretmenlerin, eğitimcilerin ve siyasetçilerin en önemli amacı olmalıdır.

Sayfa 255–256

--

--